2 Ekim 2018 Salı

YOLDA


“Birini bulmak için bu Babil dünyasında
Kattan kata koşturuyordum ben de.”
Victor Hugo
I
Bir akşamüstüdür yoldayım
Metrobüs ne de kalabalık
Şiire durağı yok henüz
Bir kutuda sanki kibrit yüzler
Bir gördüğüme bir daha rastlamıyorum
Dünden yavaş, yarından hızlı
Bir yere yetişecek herkes
Kendi hikâyesinin izinde
Bir tür inattır bu fıldır yaşama
Ne idüğü belirsizken ötesi zamanın
-Öteki zamanın da denebilir-
Bunun başka açıklaması olamaz.


II*
Herkes bir yere yetişedursun
Bir akşamüstüdür ben yoldayım
Işıklarda bekliyorum üstten geçit yok
Olmasın bu beni ilgilendirmiyor doğrusu
Geç kaldım, belki bu yüzden rahatım
“Lütfen bekleyiniz!”
Sabah hatırlayamamıştım bir türlü
Kadir abiydi gece rüyamda gördüğüm
“Lütfen bekleyiniz!”
Kulakları çınlıyormuş durmadan
Durmasın çınlasın Kadir abinin kulakları
“Lütfen bekleyiniz!”
Göz göze geliyoruz
Yolun karşı taraflarında biz iki kişi
“Lütfen bekleyiniz!”
Adı Dilara olmalı
Dilara’yı görseniz bir yağmur damlası
“Lütfen bekleyiniz!”
Ben bekliyorum onun acelesi var fakat
Süzülür gibi yürürken şemsiyesiyle
Gözden önce kayboluyor öteki damlalardan
Akşamın bende altı üstüne geliyor
“Şimdi karşıya geçebilirsiniz.”
Yağmur hiç yağmadı aslında
Ben yağdırdım şu an, Dilara hariç
Elimde değil bu kalabalıkta çok sıkılıyorum.



III
Vakit bir akşamüstüdür
Yol nereye çıkarsa oradayım
Bir noel arifesindeyiz harice bakılırsa
İp gibi dizilmiş Nimet Abla’nın kuyruğu
Eminönü’nden Karaköy’e uzanır
Uzansın bu beni ilgilendirmiyor
Karıncaların sanki uğultusunu dinliyorum
Bilet satanlar, bilet satmayanlar, köprüde anı yakalayanlar, kuleye çıkanlar, volta atanlar, denize olta atanlar, martılara simit atan çifte kumrular, izmarit ezen singlelar, tek dişliler, uzun burunlular ...
Bu tablonun orta yerinde
Son bir çıkış arıyorum köprüden önce
Birden şedit bir gök gürlemesi
-Demektir ki bu ben yağdırmıyorum-
‘Suya kanacak kadar yağdır mevlam su’
Kadıköy vapuru iskeleye yanaşmış
Akşamdır artık evin yolunu tutuyorum.


IV
Bu yolda daha önce hiç karşılaşmadık
Selamlamak geliyor içimden tek tek
İki mavi arasında vapur halkını
Fakat denizde balık gibi yolda insan
Tanımayınca hepsi birbirinin aynısı
Ve kendi sularında yüzmekte
Gideceği yere kadar herkes
Ey yırtıldıkça patiskaları köpüren dalgalar
Ve ey martılar ‘sokak çocukları denizin’
İki mavi arasında bir vapur halkıyla
Yolculuk da bir yere kadar.


V
Eksik ayağını teşhir etmiş
Göztepe Köprüsü’nde bir dilenci
Hiç doğru bulmuyorum iki durumu da
Bir amca yaklaşıyor köprü altında yanıma
Hazır mıyım, bir şey soracak
Bir kartpostal çıkarıp iç cebinden:
“Arıyorum arıyorum, bulamıyorum
Sen gördün mü evladım İstanbul’u?”
Hazır değilim bu soruya:
“Görsem tanırdım, gözlerim kapalı”
Bir akşamdır artık yoldan çıkıyorum
Yol boyunca Themis’i gördüm;
Gözleri açık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÖNÜŞÜM

Eksiliyor insan gün geceye döndükçe Süregelen bu hayat ve bundan sonrası Beklerken iki bilinmeyenli bir denklem arasında Volta attıkça k...